Diş beyazlatma işlemi, daha parlak bir gülüşe kavuşmak isteyen pek çok kişinin aklına gelen ilk yöntemlerden biri. Televizyonda ya da sosyal medyada gördüğümüz bembeyaz dişler, insanları bu yöntemi denemeye itebiliyor. Ancak bu işlem, her isteyenin hemen yaptırabileceği bir uygulama değil. Bazı sağlık durumları veya diş yapısındaki özellikler, beyazlatma yapılmasına engel teşkil edebilir. Bu nedenle işleme başlamadan önce bir diş hekiminin muayenesi ve onayı şart. Bir kişinin dişlerinin neden sarardığı, bu sararmanın yapısı ve kişinin ağız sağlığının durumu, işlemin yapılıp yapılamayacağını belirleyen başlıca etkenler. Herkesin diş yapısı ve sağlık geçmişi kendine özgü olduğu için, komşunuza çok iyi gelen bir yöntem sizin için uygun olmayabilir. Bu yüzden kulaktan dolma bilgilerle hareket etmek yerine, konuyu bir uzmana danışmak en doğrusu.
Diş Beyazlatma Yaptırmadan Önce Bilinmesi Gerekenler
Diş beyazlatma düşüncesi aklınıza yattıysa, ilk durağınız mutlaka bir diş kliniği olmalı. Çünkü sağlıklı bir ağız, beyazlatma işleminin ilk ve en temel koşuludur. Diş hekimi, işleme başlamadan önce ağzınızın genel durumunu bir gözden geçirir. Bu muayene sırasında gözden kaçan bir çürük, diş eti çekilmesi veya mine çatlağı gibi sorunlar olup olmadığına bakar. Eğer ağzınızda tedavi edilmemiş çürükler varsa, beyazlatma jeli bu çürüklerin içine sızarak dişin sinirlerine kadar ulaşabilir. Bu durum, dayanılmaz bir ağrıya sebep olabilir ve dişinize kalıcı zararlar verebilir.
Benzer şekilde, diş eti rahatsızlıkları da beyazlatma öncesinde mutlaka tedavi edilmeli. Diş etleri zaten hassas veya iltihaplıyken kimyasal bir jel ile temas etmeleri, mevcut sorunu daha da kötüleştirebilir. Bu yüzden hekiminiz, beyazlatma işlemine yeşil ışık yakmadan önce bütün bu sorunları ortadan kaldırmak isteyecektir. Estetik kaygılar, her zaman ağız sağlığından sonra gelir. Sağlıklı dişler ve diş etleri olmadan yapılan estetik bir müdahale, uzun vadede size daha büyük sıkıntılar yaşatabilir. Bu ilk kontrol, hem işlemin başarısı hem de sizin sağlığınız için bir güvence niteliği taşır.
Kimler Diş Beyazlatma İçin Uygun Aday Değildir?
Beyazlatma işlemi, her ne kadar basit bir estetik uygulama gibi görünse de bazı kişiler için uygun bir seçenek olmayabilir. Belirli durumlar veya yaş grupları, bu işlemin ya ertelenmesini ya da hiç yapılmamasını gerektirir.
Hamileler ve emziren anneler
Hamilelik ve emzirme dönemleri, vücudun oldukça hassas olduğu zamanlardır. Bu dönemlerde anne ve bebeğin sağlığı her şeyden önce gelir. Diş beyazlatma işleminde kullanılan jellerin içindeki kimyasalların, anne karnındaki bebeğe veya anne sütüne geçip geçmediği konusunda yeterli bilimsel çalışma bulunmuyor. Ortada net bir kanıt olmasa da, en küçük bir risk dahi alınmak istenmez. Bu sebeple diş hekimleri, tedbirli davranarak hamilelik ve emzirme sürecinde beyazlatma yapılmasını önermez. Bu güzel dönemi atlattıktan sonra, hekiminize danışarak işlemi güvenle yaptırabilirsiniz.
Yaş sınırlaması var mıdır?
Diş beyazlatma için genellikle bir yaş sınırı gözetilir. Özellikle 18 yaşından küçük kişilere bu işlemin yapılması pek tercih edilmez. Bunun sebebi, gençlerin diş minesinin ve dişin içindeki pulpa adı verilen sinir dokusunun gelişimini henüz tamamlamamış olmasıdır. Genç yaşlarda pulpa odası daha geniştir ve dişin sinirleri yüzeye daha yakındır. Beyazlatma jeli, bu hassas dokuyu daha kolay etkileyebilir ve dişlerde aşırı sızlamaya yol açabilir. Dişlerin ve çene yapısının tam olarak oturması beklendikten sonra, yani yetişkinlik döneminde, bu işlem çok daha güvenli bir şekilde yapılabilir.
Çürük ve diş eti rahatsızlığı olanlar
Daha önce de değindiğimiz gibi, ağızda aktif bir çürük veya diş eti iltihabı varken diş beyazlatma yapılması kesinlikle sakıncalıdır. Çürük bir diş, koruyucu mine tabakasını kaybetmiş demektir. Beyazlatıcı ajan, bu savunmasız noktadan içeri sızarak dişin canlı dokusuna zarar verir. Diş eti rahatsızlığı olan bir kişide ise diş etleri kanamalı, şiş ve hassastır. Jel, bu iltihaplı dokuyla temas ettiğinde tahrişi artırabilir ve iyileşme sürecini geciktirebilir. Doğru sıralama her zaman şöyledir: önce mevcut tüm diş ve diş eti sorunları tedavi edilir, ağız sağlığı tam olarak yerine gelir, ardından estetik uygulamalara geçilir.
Diş minesi aşınmış veya hassas dişlere sahip kişiler
Doğuştan hassas dişlere sahip olan veya diş minesinde aşınmalar bulunan kişiler, beyazlatma için iyi adaylar olmayabilir. Diş minesinin ince olduğu durumlarda, altındaki dentin tabakası dış etkenlere karşı daha savunmasızdır. Beyazlatma jeli, bu ince tabakadan kolayca geçerek dişlerde yoğun ve rahatsız edici bir hassasiyete neden olabilir. Diş hekimi, muayene sırasında mine yapınızı inceler ve beyazlatmanın mevcut hassasiyeti ne ölçüde artırabileceğini size söyler. Bazı durumlarda, daha düşük konsantrasyonlu ürünlerle veya hassasiyet giderici ek tedavilerle işlem yapılabilir. Ancak şiddetli mine aşınması varsa, hekiminiz beyazlatma yerine porselen lamina gibi alternatif yöntemler önerebilir.
Porselen kaplama, zirkonyum veya dolgusu olanlar
Ağzınızda, özellikle ön dişlerinizde porselen lamina, zirkonyum kaplama, köprü veya kompozit dolgu gibi restorasyonlar varsa, bu durumu bilmeniz çok mühim. Çünkü diş beyazlatma işlemi sadece doğal diş dokusuna etki eder. Porselen, zirkonyum veya dolgu malzemesi gibi yapay materyallerin rengini açmaz. Bu durumda, beyazlatma yapıldığında doğal dişlerinizin rengi açılırken, kaplama veya dolgularınız eski renginde kalır. Bu da dişler arasında belirgin bir renk farkı oluşmasına, yani estetik açıdan hoş olmayan bir görüntüye yol açar. Eğer bu tür restorasyonlarınız varsa ve beyazlatma istiyorsanız, muhtemel senaryo şudur: önce doğal dişlerinize beyazlatma yapılır, istenen renge ulaşıldıktan sonra eski dolgu ve kaplamalarınız bu yeni renge uygun olanlarıyla değiştirilir.
Ankara’da Güvenilir Diş Beyazlatma İçin Nereye Başvurulmalı?
Tüm bu bilgiler ışığında, diş beyazlatma işleminin kişiye özel bir planlama gerektirdiği açıkça görülüyor. Doğru kliniği ve hekimi seçmek, hem sağlığınız hem de alacağınız sonucun kalitesi bakımından çok belirleyicidir. Sürecin her adımında size doğru bilgiyi verecek, ağız yapınızı titizlikle inceleyecek ve sizin için en uygun yöntemi belirleyecek bir uzmana kendinizi emanet etmelisiniz.
Ankara’da bu konuda bütüncül bir yaklaşımla hizmet veren kliniklerden biri de Çankaya’da bulunan Estelite Dental Clinic. Bizler, 2020 yılından bu yana her hastamızın gülüşünü kendi uzmanlık alanımız olarak görüyoruz. Kliniğimizde, bir işleme karar vermeden önce kişinin ağız ve çene yapısını üç boyutlu olarak görüntüleyen dijital röntgen (CBCT) ve ağız içi tarayıcılar gibi modern teknolojilerden faydalanıyoruz. Bu sayede, gözden kaçabilecek en küçük detayı bile saptayarak tedavi planını en doğru şekilde yapıyoruz.
Beyazlatma Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Diş beyazlatma işlemi bittikten sonra elde edilen sonucun kalıcılığını artırmak için size de bazı görevler düşüyor. Özellikle ilk birkaç gün, dişler renklenmeye karşı çok daha hassas olur. Bu dönemde çay, kahve, kırmızı şarap, vişne suyu gibi renkli içeceklerden ve salça, soya sosu, zerdeçal gibi yoğun renklendirici içeren yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Sigara kullanımı da dişlerin çok çabuk sararmasına neden olduğu için, işlem sonrası en azından bir süre ara vermek, hatta tamamen bırakmak sonucun ömrünü uzatır.
İşlemden sonraki birkaç gün hafif bir hassasiyet hissetmeniz normaldir. Bu sızlama genellikle geçicidir. Hekiminiz, bu süreci daha rahat atlatmanız için hassasiyet giderici diş macunları önerebilir. Ağız hijyeninize her zamankinden daha fazla özen göstermek, yani dişlerinizi düzenli fırçalamak ve diş ipi kullanmak, beyazlığın daha uzun süre korunmasına yardımcı olur. Beyazlatma kalıcı bir işlem değildir. Yeme içme alışkanlıklarınıza ve ağız bakımınıza bağlı olarak dişler zamanla eski rengine dönmeye başlayabilir. Genellikle 1-2 yıl kalıcılığı olan bu işlemin etkisini sürdürmek için belirli aralıklarla pekiştirme seansları yapılabilir.
